Supergirl: Woman of Tomorrow – Kripton’un Öfkeli Kızı ve Uzayda İntikam Yolculuğu

DC Sinematik Evreni (DCU), James Gunn ve Peter Safran yönetiminde “Tanrılar ve Canavarlar” (Gods and Monsters) adını verdikleri 1. Bölüm ile küllerinden yeniden doğuyor. Bu yeni dönemin en estetik, en sert ve en duygusal halkalarından biri olmaya aday olan Supergirl: Woman of Tomorrow, 26 Haziran 2026 tarihinde vizyona girmeye hazırlanıyor. İzleyiciler bugüne kadar Supergirl’ü (Kara Zor-El) hep Superman’in “neşeli, umut dolu kuzeni” olarak tanıdı. Ancak bu film, ezberleri bozmaya geliyor. Tom King’in başyapıt niteliğindeki çizgi romanından uyarlanan film, travmalarla büyümüş, küfürbaz ve kılıç sallayan bir Supergirl’ü beyaz perdeye taşıyacak. Nedennedir.com okurları için bu kozmik macerayı derinlemesine inceledik.

Filmin Konusu: Superman’den Farklı Bir “Kara” Hikayesi

Filmin senaryosu, klasik “Dünya’ya gönderilen bebek” hikayesinden çok daha karanlık bir zemine oturuyor. Superman (Kal-El), bebekken Kripton’dan gönderilmiş ve Dünya’da sevgi dolu bir aile tarafından büyütülmüştür; bu yüzden geçmişine dair bir travması yoktur. Ancak kuzeni Kara Zor-El (Supergirl) için durum tam tersidir.

Kara, Kripton patladığında gezegenden ayrılmış ancak kapsülü rotadan saparak, gezegenin kopan bir parçasında 14 yıl boyunca sürüklenmiştir. Bu süre zarfında, etrafındaki herkesin trajik bir şekilde ölmesini izlemiş, hayatta kalmak için savaşmış ve ancak daha sonra Dünya’ya ulaşabilmiştir. Film, 21. doğum gününü kutlayan Kara’nın, hayatın anlamını sorguladığı bir dönemde geçiyor. Ruthye adında genç bir uzaylı kız, babasını öldüren Krem of the Yellow Hills adlı acımasız bir hayduttan intikam almak için Kara’dan yardım ister. İkili, galaksinin en tehlikeli köşelerinde, peşlerindeki düşmanlarla kozmik bir kovalamacaya başlar. Bu, bir süper kahraman filminden ziyade, uzayda geçen bir “Western” ve intikam hikayesidir.

Yönetmen Craig Gillespie ve Görsel Vizyon

Filmin yönetmenliğini I, Tonya ve Cruella filmleriyle tanıdığımız Craig Gillespie üstleniyor. Gillespie, “anti-kahraman” kadın karakterleri, onların travmalarını ve iç dünyalarını enerjik bir dille anlatma konusunda usta bir isim. Supergirl’ün bu versiyonu da, kusursuz bir kahraman değil; öfkeli, yaralı ve biraz da “rockstar” havasında bir karakter. Gillespie’nin görsel dili ile çizgi romanın o büyüleyici, saykodelik uzay manzaralarının birleşimi, filmi görsel bir şölene dönüştürecektir.

Oyuncu Kadrosu ve Karakter Analizleri

Filmin en çok konuşulan yönü şüphesiz oyuncu seçimleri. İşte karakterlere hayat verecek isimler:

• Milly Alcock (Supergirl / Kara Zor-El): House of the Dragon dizisindeki genç Rhaenyra Targaryen rolüyle dünya çapında ün kazanan Milly Alcock, yeni Supergirl olarak seçildi. James Gunn, Alcock’u seçerken onun hem kırılgan hem de sert olabilen o eşsiz aurasından etkilendiğini belirtti. Alcock, uçan ve lazer atan bir tanrıçadan çok, hayatta kalmaya çalışan savaşçı bir kadını canlandıracak.
• Matthias Schoenaerts (Krem): Rust and Bone ve The Old Guard gibi yapımlardan tanıdığımız Belçikalı aktör, filmin ana kötüsü Krem karakterine hayat veriyor. Krem, sadece kaba kuvvet kullanan bir kötü değil; kurnaz, acımasız ve Kara’yı hem fiziksel hem zihinsel olarak zorlayacak bir düşman.
• Eve Ridley (Ruthye Marye Knoll): Netflix’in 3 Body Problem dizisindeki performansıyla dikkat çeken çocuk oyuncu Eve Ridley, hikayenin kalbi olan Ruthye karakterini canlandırıyor. Kara’nın yol arkadaşı olan Ruthye, Supergirl’ün kaybolan insanlığını ve merhametini yeniden bulmasına yardımcı olacak.
• Jason Momoa (Lobo – Söylenti/Beklenti): Listenizde yer alan Jason Momoa ismi, DC hayranlarının en büyük rüyası olan “Lobo” karakteri için geçiyor. Daha önce Aquaman’i canlandıran Momoa’nın, bu filmde uzaylı kelle avcısı Lobo olarak evrene geri dönmesi bekleniyor. Eğer bu gerçekleşirse, Supergirl ile Lobo arasındaki kavgalar sinema tarihine geçebilir.

Neden Bu Film Çok Önemli?

Süper kahraman filmlerinin birbirini tekrar ettiği bir dönemde, Supergirl: Woman of Tomorrow, True Grit (İz Peşinde) filminin uzay versiyonu gibi duruyor. Senaryosunu oyuncu ve yazar Ana Nogueira‘nın kaleme aldığı yapım, sadece aksiyon değil, derin bir karakter draması vadediyor. Kripto köpek Krypto’nun da hikayede yer alması muhtemel (çizgi romanda önemli bir yeri var), bu da hayvan severler için ekstra bir duygusallık katıyor.

2026’nın En İddialı Bilim Kurgusu

Milly Alcock’un performansı, Craig Gillespie’nin yönetmenliği ve James Gunn’ın vizyonu birleştiğinde, karşımıza sıradan bir çizgi roman uyarlaması değil, sinemasal bir başyapıt çıkacak gibi görünüyor. Kırmızı pelerin hiç bu kadar hüzünlü ve öfkeli dalgalanmamıştı. Nedennedir.com olarak bu filmi 2026’nın “Mutlaka İzlenmesi Gerekenler” listesinin en tepesine koyuyoruz.