Adresi Olmayan Ev

- Vizyon Tarihi: 26 Aralık 2025
- Film Kategorisi: Bilim Kurgu, Dram, Distopik
- Yönetmen: Hatice Aşkın
- Senarist: Hatice Aşkın
- Yapımcı: Sky Films, Vagon Film, Human Productions (Ortak Yapım)
- Oyuncular: Boran Kuzum, Osman Sonant, Janset, Zeynep Tuğçe Bayat, Arın Kuşaksızoğlu, Mert Ege Ak
- Ülkesi: Türkiye / Yunanistan Ortak Yapımı
- Süresi: 1 saat 36 dakika
- Benzer Filmler: The Lobster, Kurak Günler, 1984, Fahrenheit 451, Kynodontas (Köpek Dişi), Black Mirror
- Platformlar: Sinema
Adresi Olmayan Ev: Belleksiz Bir Toplumda İnsan Kalmak
Türk sinemasında bilim kurgu ve distopya türlerine rastlamak, çölde vaha bulmak gibidir. Genellikle komedi ve melodram ağırlıklı ilerleyen sektörümüzde, evrensel bir dille felsefi sorular soran yapımlar nadiren karşımıza çıkar. 26 Aralık 2025 tarihinde vizyona giren Adresi Olmayan Ev, işte tam da bu ezberi bozan, cesur ve sarsıcı bir yapım olarak dikkat çekiyor. Yönetmenliğini ve senaristliğini Hatice Aşkın’ın üstlendiği film, prömiyerini Tallinn Black Nights Film Festivali’nde yaparak başladığı dünya turunu, İstanbul Film Festivali’nden aldığı ödüllerle taçlandırarak Türk izleyicisiyle buluşuyor. Boran Kuzum, Osman Sonant ve Janset gibi güçlü isimleri bir araya getiren yapım, “unutmanın” bir ceza yöntemi olduğu karanlık bir geleceği tasvir ediyor.
Unutma Yasası ve Dokuz Büyük Günah: Filmin Konusu
Filmin kurduğu distopik evren, insan doğasının karanlık yönlerini disipline etmek amacıyla oluşturulan acımasız bir sisteme dayanıyor. Bu gelecekte, toplum “Unutma Yasası” adı verilen bir kanunla yönetilmektedir. Açgözlülük, kibir, şehvet, öfke, kıskançlık, tembellik, savurganlık, ihanet ve şiddet… Bu dokuz kusurlu hareketten birini işleyen bireyler, hapis cezası veya para cezasıyla değil, varoluşsal bir yok oluşla cezalandırılırlar.
Sistem, suçluları öldürmez; onları toplumun hafızasından siler. Adresleri, kimlikleri, geçmişleri ve sevdiklerinin zihnindeki yerleri yok edilir. “Adresi Olmayan Ev” metaforu, sadece fiziksel bir evsizliği değil, aidiyetsizliği ve hiçliğe mahkum edilmeyi simgeler. Film, bu sistemin çarkları arasında sıkışan, hem avcı hem de av konumuna düşebilecek karakterlerin psikolojik gerilimini konu alıyor. İzleyiciye şu soruyu sorduruyor: Bir insanı insan yapan şey bedeni midir, yoksa başkalarının hafızasındaki izi mi?
Hatice Aşkın’ın Yönetmenlik Başarısı ve Sanat Yönetimi
Hatice Aşkın, ilk uzun metrajlı filminde oldukça zorlu bir türe soyunuyor ve bunun altından başarıyla kalkıyor. Filmin en güçlü yanlarından biri, şüphesiz atmosfer yaratımı. 44. İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Sanat Yönetimi” ödülüne layık görülmesi tesadüf değil. Filmdeki mekanlar, kostümler ve renk paleti, karakterlerin içindeki boşluğu ve sistemin soğukluğunu yansıtacak şekilde tasarlanmış.
Gri tonların hakim olduğu, brütalist mimarinin göze çarptığı sahneler, izleyiciye klostrofobik bir deneyim sunuyor. Yönetmen Aşkın, distopyayı sadece diyaloglarla değil, görsel imgelerle anlatmayı tercih ediyor. “European Youth Film Festivali”nde En İyi Film ödülünü alması da filmin genç ve yenilikçi sinema dilinin uluslararası arenada karşılık bulduğunu gösteriyor.
Yıldızlar Geçidi: Oyuncu Kadrosu ve Karakter Analizleri
Filmin felsefi derinliğini omuzlayan en önemli unsur, oyuncu kadrosunun performansı. Karakterlerin duygusal olarak sterilize edilmiş bir dünyada verdikleri tepkiler, incelikli bir oyunculuk gerektiriyor.
- Boran Kuzum: Son dönem Türk sinemasının en yetenekli genç aktörlerinden biri olan Boran Kuzum, filmde hikayenin merkezindeki karakteri canlandırıyor. Kuzum, sistemin içinde var olmaya çalışırken vicdanı ve korkuları arasında sıkışan bir bireyin çaresizliğini, minimal mimiklerle ama devleşen bir performansla sergiliyor. Onun gözlerindeki korku, filmin gerilim dozunu belirliyor.
- Osman Sonant: Leyla ile Mecnun‘un Yavuz’u olarak gönüllere taht kuran, ancak Fi ve Bir Zamanlar Anadolu’da gibi yapımlardaki ciddi rolleriyle de ustalığını kanıtlayan Osman Sonant, filmin ağır toplarından. Sonant, distopik dünyanın otoriter veya gizemli yüzünü temsil eden, varlığıyla sahneye ağırlık katan bir performansa imza atıyor.
- Janset: Uzun süredir beyazperdede görmeyi özlediğimiz Janset, bu filmle iddialı bir dönüş yapıyor. Komedi kökenli bir oyuncu olmasına rağmen, dramatik ve soğuk bir karakterde ne kadar başarılı olabileceğini kanıtlıyor.
- Zeynep Tuğçe Bayat: Kadronun diğer önemli ismi Bayat, hikayenin duygusal kırılma noktalarında kilit bir rol üstleniyor.
Uluslararası Arenada Bir Türk Distopyası
Adresi Olmayan Ev, vizyona girmeden önce yaptığı festival yolculuğuyla rüştünü ispatlamış bir yapım. Tallinn Black Nights, Şangay, Transilvanya, Danimarka ve Tiran gibi dünyanın dört bir yanındaki prestijli festivallerde gösterilmesi, filmin evrensel bir dile sahip olduğunu gösteriyor. Özellikle Heartland International Film Festivali ile ABD prömiyerini yapması, Türk sinemasının sadece yerel hikayelerle değil, küresel sorunlara (otorite, bellek, bireysellik) değinen hikayelerle de var olabileceğini kanıtlıyor.
Neden İzlemelisiniz?
Eğer Black Mirror dizisinin teknolojiyi ve toplumu eleştiren yapısını, Yorgos Lanthimos’un (The Lobster) absürt ve rahatsız edici distopyalarını seviyorsanız, Adresi Olmayan Ev tam size göre. Film, klasik Türk sineması kalıplarının dışına çıkarak izleyicisini düşünmeye, sorgulamaya ve rahatsız olmaya davet ediyor.
Görsel estetiği, ödüllü sanat yönetimi ve Boran Kuzum ile Osman Sonant’ın karşılıklı döktürdüğü sahneler için bile sinemada izlenmeyi hak ediyor. 26 Aralık’ta vizyona girdiğinde, sadece bir film izlemeyecek, aynı zamanda olası karanlık bir geleceğin provasına tanıklık edeceksiniz.



