Sıvasız Evlerden Biri

| Vizyon Tarihi | 26 Aralık 2025 |
| Film Kategorisi | Dram, Psikolojik Gerilim |
| Yönetmen | İsmail Güneş |
| Senarist | İsmail Güneş |
| Yapımcı | Aynur Güneş |
| Oyuncular | Mürşit Ağa Bağ, Ahmet Fuat Onan, Nermin Yılmaz, Ümit Çırak |
| Ülkesi | Türkiye |
| Süresi | 129 Dakika |
| Benzer Filmler | Ateşin Düştüğü Yer, Üç Maymun, Kış Uykusu, Vavien |
| Platformlar | Sinema (Vizyon) |
Sıvasız Evlerden Biri: Yoksulluk ve Vicdan Arasında Bir Sınav
Türk sinemasının “Beyaz Sinema” akımının öncülerinden kabul edilen ve yönetmenlik kariyerinde toplumsal gerçekçiliği şiirsel bir dille harmanlayan usta yönetmen İsmail Güneş, uzun süredir beklenen projesi “Sıvasız Evlerden Biri” (diğer adıyla Kurban) ile beyaz perdeye sarsıcı bir dönüş yapıyor. 26 Aralık 2025 tarihinde vizyona girecek olan film, Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan yoksulluğu, bir babanın evlat sevgisi ve vicdani hesaplaşmaları üzerinden anlatıyor. Antalya Altın Portakal Film Festivali sürecinde yaşanan tartışmaların ardından izleyiciyle buluşması merakla beklenen yapım, sadece bir dram değil, aynı zamanda insanın ahlaki sınırlarını sorgulayan psikolojik bir gerilim niteliği taşıyor.
Bir Babanın Çaresizliği ve Beklenmedik Sınavı
Filmin senaryosu, sadeliği içinde barındırdığı derin çatışmalarla dikkat çekiyor. Hikaye, ülkemizin güneydoğu sınırında, çatışmaların gölgesinde yaşam mücadelesi veren İbrahim’in (Mürşit Ağa Bağ) hayatına odaklanıyor. İbrahim, hayatını tavuk besleyip yumurta satarak idame ettirmeye çalışan, kıt kanaat geçinen bir adamdır. Oğlu İsmail’in askerden dönmesine sadece 20 gün kalmıştır. Ancak İbrahim için bu geri sayım, sadece bir kavuşma heyecanı değil, aynı zamanda ekonomik bir kurtuluş umududur. Oğluna yazdığı mektupta, askerlik bitiminde orduda kalarak “uzman” olmasını ve maaşını kendisine göndermesini istemesi, yoksulluğun insan onurunu nasıl zorladığının en çarpıcı kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.
Senaryonun kırılma noktası ise tam bir “İsmail Güneş trajedisi”ne dönüşüyor. Geçim kaynağı olan tavukların bir yaban hayvanı tarafından telef edilmesiyle başlayan talihsizlikler zinciri, İbrahim’i bankada yaşadığı o meşum olaya sürüklüyor. Kalp krizi geçiren bir adamın para dolu poşetinin, İbrahim’in eşyaları arasına karışması, filmin ana çatışmasını doğuruyor. Bir yanda babasının ölümü ve kimliksizlik yüzünden maaşını alamama gerçeği, diğer yanda kucağına düşen ve hayatını tamamen değiştirebilecek haram bir para. Yönetmen bu noktada izleyiciyi İbrahim ile birlikte o sandalyeye oturtuyor ve soruyor: “Çocuğun açken, vicdanın ne kadar tok olabilir?”
İsmail Güneş Sineması ve “Sıvasız Evler” Metaforu
Daha önce “Ateşin Düştüğü Yer” ve “The İmam” gibi filmleriyle tanınan İsmail Güneş, bu filmde de kamerasını toplumun “görünmeyen” kesimine çeviriyor. Filmin ismi olan “Sıvasız Evlerden Biri”, Türkiye sosyolojisinde çok güçlü bir imgeye karşılık geliyor. Haber bültenlerinde sıkça duyduğumuz “şehit ateşi yine sıvasız bir eve düştü” cümlesi, bu filmin ruhunu oluşturuyor. Güneş, sıvasız tuğlaların ardındaki o soğuk, savunmasız ve bir o kadar da gururlu hayatları estetik kaygı gütmeden, en ham haliyle perdeye yansıtıyor. Yönetmen, yoksulluğu ajite etmeden, onu bir karakter gibi hikayenin merkezine yerleştiriyor.
Mürşit Ağa Bağ ve Oyunculuk Performansları
Filmin başarısındaki en büyük pay şüphesiz başrol oyuncusu Mürşit Ağa Bağ‘a ait. Yönetmenle daha önce de çalışma fırsatı bulan ve kimyası tutan ikili, bu filmde zirveye ulaşıyor. Mürşit Ağa Bağ, İbrahim karakterine hayat verirken minimal oyunculuğun dersini veriyor. Yüzündeki her çizgi, bankada parayı fark ettiği andaki o titreme, uykusuz geçen gecelerdeki iç hesaplaşması, abartılı repliklere ihtiyaç duymadan seyirciye geçiyor. Bağ, karakterin içindeki “iyi insan” ile “çaresiz baba” arasındaki savaşı, bakışlarıyla anlatmayı başarıyor.
Ahmet Fuat Onan ve Nermin Yılmaz ise hikayenin diğer sacayaklarını oluşturuyor. Özellikle İbrahim’in çevresindeki karakterlerin, onu eski karanlık işlerine (orman kaçakçılığına) döndürmeye çalışan arkadaşlarının baskısı, filmin gerilim dozunu artıran yan unsurlar. Yan karakterler, İbrahim’in “doğru yolda kalma” mücadelesini zorlaştıran şeytanın avukatları gibi konumlandırılmış.
Sinematografi ve Atmosfer
Film, görsel diliyle de izleyiciyi boğucu bir atmosferin içine çekiyor. Güneydoğu’nun sarı ve toprak tonlarının hakim olduğu renk paleti, karakterlerin yaşadığı kuraklığı ve umutsuzluğu simgeliyor. Kapalı mekan çekimlerinde, özellikle İbrahim’in evi ve karakol sahnelerinde kullanılan loş ışıklar, karakterin iç dünyasındaki karanlığı yansıtmak için tercih edilmiş. Müzik kullanımı ise oldukça ölçülü; sessizlik, İbrahim’in vicdanının sesini duymamız için en güçlü enstrüman olarak kullanılmış.
Neden İzlemelisiniz?
Sıvasız Evlerden Biri, sadece gişe kaygısı güden popüler sinema filmlerinden değil. İzledikten sonra hemen unutacağınız bir hikaye hiç değil. 2025 yılının sonunda vizyona giren bu yapım, insan olmanın, baba olmanın ve en önemlisi “onurlu kalmanın” bedelini sorguluyor. İbrahim’in parayı karakola teslim etme kararı ve sonrasında yaşananlar (spoiler vermemek adına detaylandırmadığımız o final), sinema salonundan çıktığınızda uzun süre etkisini üzerinizden atamayacağınız bir yumruk etkisi yaratıyor. Türk sinemasında dram ve toplumsal gerçekçilik türünü sevenler için kaçırılmayacak bir başyapıt.



